Edirne’nin Uzunköprü ilçesindeki sanayi sitesinde üretilen el imali bateri zilleri, Brezilya’dan Japonya’ya kadar dünyanın birçok ülkesinde müzisyenler tarafından tercih ediliyor.

USTALARIN ELİNDEN ÇIKIYOR

Baterinin, davulla birlikte ayrılmaz kesimi olan ziller, bakır ve kalayın eritilmesinin akabinde muhakkak alaşımlar eklenerek bronz olarak dökülüyor.

Atölyede ustalar tarafından çekiçle dövülerek son hali verilen ziller, torna süreci sonrası yapılan testlerin akabinde satışa hazır hale geliyor.

”VURULAN HER ÇEKİÇ DARBESİNİ BİR NOTA OLARAK DÜŞÜNEBİLİRİZ”

Zil ustası Mustafa Er, mesleğe 1998 yılında Ermeni bir ustanın yanında başladığını, 3-4 yıllık deneyimin akabinde Uzunköprü’ye gelerek kendi atölyesini açtığını söyledi.

Zilin serüveninin bakır ve kalayla başladığını belirten Er, “Bakır ve kalayı eriterek döküm yapıyoruz. Dökümden çıktıktan sonra makineden geçirip levha haline getiriyoruz, daha sonra çekiçleyerek hal veriyoruz. Verdiğimiz biçimle ziller meydana geliyor. Form verirken vurulan her çekiç darbesini bir nota olarak düşünebilirsiniz.” dedi.

Er, el imali zillerin hiçbirinin başkasına benzemediğini, bu nedenle profesyonel müzisyenlerin el üretimi zil kullanmayı tercih ettiğini söz etti.

”YILDA 3 BİN 500-4 BİN SET ÜRETİYORUZ”

Türkiye’de ve dünyada birçok firmanın pres zil ürettiğini söyleyen Er, kendi üretimlerini dünyanın birçok ülkesine ihraç ettiklerini belirtti.

Zillerin hazırlanma müddetinin boyutlarına nazaran değiştiğini anlatan Er, “Bir set 4 zilden oluşuyor. 4 zilin hazırlanması da yaklaşık bir saatimizi alıyor. Yılda 3 bin 500-4 bin set üretiyoruz. Bunun dışına çok fazla çıkmak istemiyoruz. Daha fazla butik çalışmak istiyoruz. Pres olarak üretilen ziller 2 liraya mal oluyorsa el imali ziller 7 liraya mal oluyor. Büsbütün el personelliği olduğu için maliyet ondan da artıyor.” diye konuştu.

”200-250 DOLARA İHRAÇ EDİLİYOR”

Firma yetkilisi Samet Kırmızıgül de 2002 yılından bu yana zil kesiminde faaliyet gösterdiklerini aktardı.

Zilin, Osmanlı devrinde 1623 yılında başlayan bir serüveni olduğunu vurgulayan Kırmızıgül, şöyle devam etti:

“Ermeni bir ailenin başlatmış olduğu bir kısım, zil üretimi. 1960’larda Amerika’ya göç ediyorlar. Yanlarında çalışan büyüklerimiz işi onlardan devralıp sürdürüyorlar. Zillerimiz hala eski metotlarla yapılıyor. Yurt dışındaki örnekleri daha endüstriyel hale geldi. Ziller hepsi birbirinin birebiri tişört, ayakkabı üzere. Bizde hiçbir halde bir zil başkasına benzemiyor. Bu da yurt dışındaki davulcuların çok ilgisini çekiyor aslında.”

Kırmızıgül, zilin bakır ve kalaydan üretildiğini, bir zilin 200-250 dolar ortasında değişen fiyatla ihraç edildiğini bildirdi.

”YOĞUN OLARAK AVRUPA VE ABD’YLE ÇALIŞIYORUZ”

Dünyada 30 ülkeye zil ihraç ettiklerini belirten Kırmızıgül, “Yoğunluğumuz ABD ve Avrupa ülkeleri. Onun yanı sıra Japonya, Kolombiya ve Brezilya’da distribütörümüz var. Dünyanın birçok yerine perakende olarak da gönderiyoruz lakin ağır olarak Avrupa ve Amerika’yla çalışıyoruz.” dedi.

EN GÜZELLERE DE ZİL ÜRETİYORLAR

Türkiye’den ve dünyadan birçok ünlü müzisyene zil ürettiklerini lisana getiren Kırmızıgül, şunları kaydetti:

“Türkiye’den Gripin, Ebru Gündeş, Yıldız Tilbe, Simge Sağın, Derya Uluğ, İskender Paydaş üzere müzisyenlerin davulcuları bizim zillerimizi kullanıyor. Onun yanı sıra Brezilya’nın en iyi davulcularından biri olarak anılan Josivaldo Dos Santos hem bizim zillerimizi kullanıyor hem de reklamımızı yapıyor. Karşılıklı bir mutabakatımız var. Dünyada rakip sayımız 15, azamî 20’dir Çin’i de dahil edersek. Burada işi anlatmak da biraz güç oluyor. Kapı zili sanabiliyorlar. Tencere kapağı diyorlar. Değişik benzetmeler de oluyor. Maliyetini duyunca şaşırıyorlar lakin açıklamasını da yapınca ham unsurlarından ötürü fiyata hak veriyorlar.”

Ensonhaber