Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ve Türk Lisanı Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) tarafından Bişkek’te düzenlenen “Türk Dünyasının Dünü, Bugünü ve Geleceği” bahisli sempozyumun açılışına görüntü ileti gönderdi.
Aktifliğin Türk devletleri ortasındaki güçlü bağları tahkim etmesi temennisinde bulunan Altun, tarih sahnesine çıktığı günden itibaren kaç devletler kuran, bağımsızlığı karakterinin asli ögesi haline getiren, çağ açıp çağ kapatan aziz Türk milletinin evlatları olmaktan gurur duyduklarını lisana getirdi.
Altun, “Şan ve gurur dolu tarihimizin en kıymetli dönüm noktalarının 100. yıl dönümünü 2021 yılında idrak ediyoruz. Bu vesileyle ulusal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’la birlikte, bağımsızlığımızın kazanılması ve koruma edilmesi için şehit yahut gazi olan ecdadımızı ve evlatlarımızı minnetle yad ediyorum.” dedi.
“FETÖ, ORTA ASYA’DAKİ SOYDAŞLARIMIZ İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR TEHDİT”
Türkiye Cumhuriyeti’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, kelam konusu iç ve dış tehditler noktasında kararlı bir çaba ortaya koyduğunu belirten Altun, şunları söyledi:
“Devletimizin kılcal damarlarına kadar sızan, askerlerimizi gaye alan, pakların hayatını karartan Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) karşı gerekli adımları attık, atmaya devam ediyoruz. Bilhassa 15 Temmuz’dan itibaren bu karanlık yapının inlerine girerek, hudutlarımızın içerisindeki imkan ve kabiliyetlerini neredeyse büsbütün ortadan kaldırdık. Yurtdışına kaçan üst seviye sorumluların gittikleri yerlerde yeni komplolar kurmamaları ve adalete teslim edilmeleri için gerekli adımları da atıyoruz.
Bu vesileyle söz etmeliyim ki, FETÖ yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için değil, Orta Asya’daki soydaşlarımız için de çok büyük bir tehdit, çok büyük bir şer odağıdır. Bu nedenle Türki cumhuriyetlerde FETÖ hakkında farkındalık oluşturulmasını önemsiyoruz. Gençlerin bu Türk ve İslam düşmanlarının ağına düşmemesi için Kırgızistan başta olmak üzere ilgili ülkelerle yakın iş birliğimizi sürdürüyoruz. Kuşkusuz, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, bu ortak uğraşın en değerli ögelerinden biridir.”
“1000 YILLIK TÜRK VATANINI DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTARDIK”
Orta Asya’daki soydaşları bağımsızlıklarının 30. yılını kutlarken, Türkiye Cumhuriyeti’nin de 100. yaşına gerçek emin adımlarla ilerlediğini vurgulayan Altun,
Sultan Alparslan’ın açtığı Anadolu kapısını Türk’e kapatma uğraşının hâlâ devam ettiğini, mevcudiyetimizin çok büyük tehditlerle karşı karşıya olduğunu görmek ve gereken önlemleri almak zorundayız. Bugün benzeri tehditler, Balkanlar’dan Uzak Asya’ya kadar, Türklerin yaşadığı her yerde farklı kisveler altında ortaya çıkıyor. Bu nedenle ‘Bir olacağız, iri olacağız, canlı olacağız’ diyerek, her alanda birbirimize takviye olmak, iyiyi ve kötüyü kardeşçe paylaşmak durumundayız.” diye konuştu.
“TERÖR YILANININ BAŞINI EZECEĞİZ”
Fahrettin Altun, Türkiye’de 83 milyon vatandaşın tamamını tehdit eden, bugüne kadar on binlerce saf insanı şehit eden PKK terör örgütüyle çabanın de kararlılıkla devam ettiğini bildirdi.
Özellikle ordu ve kolluk kuvvetlerine sızan FETÖ ögelerinin temizlenmesiyle, son yıllarda teröristleri çok büyük ölçüde hudutların dışına attıklarını anlatan Altun, “Bu kazanım, kuşkusuz, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin tamamlanması sayesinde mümkün olmuştur. Bölücü terör örgütü PKK’ya karşı yasal çabamızı, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde tek bir terörist kalmayana kadar sürdüreceğiz. Sadece Türkiye’nin değil, komşularımızın da toprak bütünlüğünü amaç alan bu yılanın başını ezeceğiz. Suriye ve Irak’ta icra edilen terörle uğraş faaliyetlerine, PKK teröründen muzdarip olan lokal ögelerin verdiği güçlü dayanak de tezlerimizin haklılığını ortaya koyuyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“DOĞU AKDENİZ’DE HAÇLI ZİHNİYETİNİ BERTARAF EDİYORUZ”
Doğu Akdeniz’de de Türk milletini Antalya Körfezi’ne hapsetmeyi amaçlayan memleketler arası oyunu bozma çabası verdiklerini belirten Altun, “Mabedimizin göğsüne uzanan namahrem elini kırıyor, 100 yıl sonra tekrar peydah olan bu haçlı zihniyetini bertaraf ediyoruz. Türkiye’nin kararlı duruşu ile milletlerarası hukuka ve bölgesel istikrara bağlılığı, bugün ‘denizden komşumuz’ olan ülkelerin de bizim durumumuza yaklaşmasını beraberinde getirmiştir. Bölgedeki güç kaynaklarının, Kıbrıs Türkleri başta olmak üzere, bölgenin tüm ögelerinin ortak serveti olduğunu tekrar tekrar söz ediyoruz. Bu kaynağın, çatışmanın değil, barışın yakıtı olması için çalışmaya devam ediyoruz.” dedi.
“TÜRKİYE BU MUVAFFAKİYETLERİ MUHALEFETE KARŞIN ELDE ETTİ”
Altun, Türkiye’nin tüm bu muvaffakiyetleri, yurtdışında üretilen dezenformasyon ve gayrimeşru savları deverana sokan bir muhalefete karşın elde ettiğini belirtti.
Fahrettin Altun, “‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ sözünden ‘Aman ağzımızın tadı bozulmasın’ diye dış siyaset yapmayı anlayan, gerçeklerden büsbütün kopuk bir zihniyetle gayret ediyoruz. ‘Libya’da ne işimiz var?’ diyenleri, ‘Sırtımızı YPG’ye yaslıyoruz’ diyenlerle bir ortaya getiren ‘şer ittifakı’na karşın ulusal çıkarların gereğini yapıyoruz. Allah, Türk milletini ‘PKK tehdit değildir’ diyen, İstiklâl Marşımızı ‘ırkçı bir dayatma’ diye aşağılayan bu zihniyetten koruma eylesin.” diye konuştu.
“KIBRIS’TA KALICI BARIŞ VE İSTİKRAR İÇİN TEK DEVA, İKİ DEVLETLİ YAPI”
Altun, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde, harikulâde baskılara karşın gerçek yoldan sapmadığını vurguladı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile her mevzuda iş birliği yapmaya, Kıbrıs Türklerinin haklı uğraşını desteklemeye devam edeceklerini belirten Altun, “Geçtiğimiz yüzyılda şiddetle bitirilmeye çalışılan adadaki Türk varlığının, bugün tahlil ismi altında kıskaca alınmasına razı olamayız. Bu nedenle Kıbrıs’ta kalıcı barış ve istikrar için tek dermanın, iki devletli bir yapının tesis edilmesi olduğuna inanıyoruz.” sözlerini kullandı.
“LİBYA’DA DA ADALETİN TARAFINDA OLDUĞUMUZU DÜNYAYA KANITLADIK”
Birebir formda, Türkiye’den yardım isteyen hiçbir ülkenin talebini geri çevirmediklerini aktaran Altun, “Bosna’dan Somali’ye kadar birçok bölgede nasıl barışa hizmet ettiysek, Libya’nın yasal hükümetine de birebir münasebetlerle dayanak olduk. Hakikaten 2019’da imzalanan mutabakatlarla sadece Türkiye ve Libya’nın değil, birçok bölge ülkesinin hakları muhafaza altına alınmıştır. Darbeci Hafter’in dış dayanaklı saldırısı püskürtülerek, darbecilerin insanlık cürümleri böylece ortaya çıkarılmıştır. Böylelikle Türkiye, bir defa daha adaletin tarafında olduğunu tüm dünyaya kanıtlamıştır.” dedi.
“AZERBAYCAN VE TÜRKİYE’NİN ORTAK ÇABASI BİR GURUR VESİLESİDİR”
Altun, Türkiye’nin Kafkaslar ve Orta Asya’daki soydaşlarının da her vakit yanında olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Bu mevzudaki samimiyet ve kararlılığımızın en somut göstergesi, Azerbaycan topraklarının Ermeni işgalinden kurtarılmasına verdiğimiz takviyedir. 44 gün boyunca hem alanda hem de enformasyon cephesinde sergilenen ortak uğraş, bizim için hakikaten bir gurur vesilesidir. İşbirliğimizi, bu gönül birliğinin sembolü olan Türkiye-Azerbaycan Ortak Medya Platformu bünyesinde kurumsallaştırıp, çalışmalarımızı birebir şuurla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.”
“ÇOK DAHA YAKIN İŞ BİRLİĞİ İÇERİSİNDE OLMALIYIZ”
Fahrettin Altun, “Türk dünyasının bir bütün olarak muasır medeniyetler düzeyini aşması için eğitim ve kültür alanında çok daha yakın iş birliği içerisinde olmalıyız. Bu prestijle, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi başta olmak üzere, lisan ve dava birliğimizi, kültür birliğiyle taçlandıran tüm kuruluşlarımız çok kıymetli bir rol üstlenmektedir. Üniversitemiz başta olmak üzere, ilgili kurumların desteklenmesi, çalışanlarının el üstünde tutulması, önlerinin açılması hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu takviyenin verilmesi, tam bağımsız ve güçlü bir Türk dünyası için bir zorunluluktur. Bu, gelecek kuşaklara de borcumuzdur.” diye konuştu.
“TÜRKPA DÜNYAYA BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZE DAİR MANALI BİR MESAJ”
Türkiye’nin öteki Türk devletleriyle ilgilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde çok daha ileri düzeylere taşındığına işaret eden Altun, “Stratejik iş birliğimizin güçlendirilmesi noktasında yasama organlarımız ve parlamenterlerimiz ortasında daha yakın alakaların tesis edilmesini bilhassa değerli buluyoruz. Kuşkusuz, ulusal iradenin tecelligahı olan meclislerimizin katkılarıyla vatandaşlarımız ortasındaki bağlar tahkim edilecek, önderlerimizin dostluk ve dayanışması ilgilerimizin tüm boyutlarına yansıyacaktır. Bu kapsamda TÜRKPA tarafından yapılan çalışmalar tüm milletimiz tarafından takdir edilmekte, dünyaya birlik ve beraberliğimize dair manalı bir ileti vermektedir.” yorumunu yaptı.
“MİLLETİMİZE MEYDAN OKUYANLAR, TARİHTEN DERS ÇIKARMALI”
Bu değerli aktiflikte İstiklâl Marşı’nın kabulünün 100. yıl dönümü vesileyle bağımsızlık şairi Mehmet Akif Ersoy’un yad edilmesinden büyük memnunluk duyduğunu tabir eden Altun, şunları kaydetti:
“Vatan, bayrak ve özgürlük aşkıyla ilmek ilmek dokunan ulusal marşımız, Anadolu’nun düşman işgali altında olduğu o günlerde Hamdullah Suphi Beyefendi tarafından Meclis’te okunmuştu. O devirde vatanımızı işgal edenler, kim bilir, tahminen de milletimizin çelik iradesini gereğince takdir edememişti. Sonuçta milletimizin harika uğraşıyla, şehitlerimizin kanıyla, Türk’ün tarihten silinmesine mahzur olduk. Topraklarımızı paylaşmaya kalkanlar ise ya mezara gittiler ya da konutlarına döndüler. Bugün milletimize meydan okuyanlar, Türk’ün küllerinden doğduğu İstiklâl Savaşı’nı da, soydaşlarımızın bağımsızlıklarını kazandıkları o günleri de iyi hatırlamalı, tarihten gereken dersleri çıkararak birebir yanılgıları yapmaktan imtina etmelidir.”
Ensonhaber
