SAHA İstanbul’dan yapılan açıklamaya nazaran, savunma endüstrinin ulusallaştırılması için çalışan SAHA İstanbul, geleceğin başkanlarını yetiştirecek.

SAHA İstanbul tarafından TÜBİTAK Türkiye Sanayi Sevk ve Yönetim Enstitüsü (TÜSSİDE) iş birliği ile hayata geçirilen, dünyanın en iyi MBA programları ortasına girmeye aday 2. Yöneticilik Gelişim Programı’nın (SAHA MBA) açılışı Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, SAHA İstanbul Idare Konseyi Lideri Haluk Bayraktar, TÜBİTAK Lideri Hasan Mandal ve Wharton Business School’dan Prof. Dr. Michael Useem’in iştirakiyle Zoom üzerinden gerçekleştirildi.

İstanbul, Ankara ve Gaziantep’te 5 Eylül’de başlayacak SAHA MBA’nın açılışına, eğitim alacak öğrenciler de katıldı.

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, açılıştaki konuşmasında, programı, “SAHA Liderlik Okulu” olarak gördüğünü belirterek, programın Türkiye’nin sanayi başkanlarını yetiştiren en kıymetli programlardan biri olacağını vurguladı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bütün paydaşlarıyla birlikte Ulusal Teknoloji Atılımı için uğraş gösterdiğini aktaran Kacır, şunları kaydetti:

“Milli Teknoloji Atılımı deyince Türkiye’nin yüksek teknoloji eserlerini yerli ve ulusal olarak geliştirmesinden, kritik teknoloji eserlerinin yerli üretme kabiliyetinin geliştirilmesinden bahsediyoruz. Kritik eserlerimiz deyince hepimizin aklına birinci olarak savunma sanayi geliyor. SAHA İstanbul’un faaliyet alanı da, güç bir coğrafyada bulunan Türkiye’nin savunma endüstrinde tam bağımsız olarak varlığını sürdürmesi.

Savunma sanayi, insanımızın güvenliğini geleceğe yönelik olarak taşıyabilmek ismine da en kıymetli dalımız. Bu alanda bütün dünyada olduğu üzere sağlıktan ulaştırmaya finansa kadar tüm bölümlerde kritik eserleri ulusallaştırmak, Ulusal Teknoloji Atağı içinde temel bir ödev. Bu alanda yürüttüğümüz tüm projelerde SAHA İstanbul’u en kıymetli paydaşlarımızdan biri olarak görüyoruz.”

Türkiye’nin sessiz bir ihtilal gerçekleştirdiğine işaret eden Kacır, Ulusal Teknoloji Atağı’nın, toplumun 7’den 77’sine heyecan veren, Türkiye’yi adım adım hem iktisadi alanda hem memleketler arası arenada güçlendiren bir seyahat olduğunu aktardı.

Kacır, “Biz Ulusal Teknoloji Atağı’nın en değerli ögesi, en değerlisi olarak insanı görüyoruz. Bütün bu ıslahatları, dönüşümü, bu zihniyet ihtilalini hayata geçirecek olan kendi insanımız. En kıymetli kuvvetimiz de kendi insanımız. Beşere verdiğimiz kıymeti öteki pek çok şeyin önüne koyuyoruz. SAHA İstanbul’un bu liderlik okulundan bu alanda liderlik edecek, yöneticilik yapacak beşerler yetişecek. Iştirakçilerin bakış açılarının değiştiği ve Türkiye’nin geleceğine dair motivasyon kazandıkları bir program olacak.” değerlendirmesinde bulundu. 

“SAHA İstanbul yalnızca iş birliği yapmıyor, birlikte iş yapıyor”

TÜBİTAK Lideri Hasan Mandal da SAHA İstanbul’un; savunma sanayi firmalarının büyük kısmı, üniversitelerin, 20’den fazla kentten sanayicilerin içinde bulunduğu bir yapı olduğunu hatırlatarak, son devirde savunma endüstrinde elde edilen muvaffakiyetin öbür dallarda de örnek olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin bölgesel güç olmasındaki en kıymetli ögenin savunma sanayindeki gücü olduğunu vurgulayan Mandal, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu sürecin yalnızca bir mühendislik alanı, araştırma süreci olmadığı, süreçte idare düzeneğinin da faal olduğu ortaya çıkmıştır. SAHA İstanbul’un kendisiyle gurur duyması gerek. SAHA İstanbul yalnızca iş birliği yapmıyor, birlikte iş yapıyor. Bu ülkemizde ve dünyada şimdi tam oturmuş bir kavram değil. Savunma sanayi, bunu çok iyi biliyor. Pek çok kesimde iş birliği yapılıyor fakat bu bir sisteme dönüşmediğinde burada bir muvaffakiyet yok. Kıymetli olan iş birliği değil, birlikte başarmak. Savunma sanayindeki pek çok muvaffakiyetin gerisinde SAHA İstanbul paydaşları var.”

“Savunmada teknik kadar idare de önemli”

SAHA İstanbul Idare Şurası Lideri Haluk Bayraktar ise SAHA MBA programının, değer ve emek verdikleri bir program olduğunu belirterek, savunma endüstrinin çok süratli büyüyen, çok dinamik bir bölüm olduğunu aktardı.

Ulusallık manasında da Türkiye’de Ulusal Teknoloji Atağı’nı en faal biçimde yansıtan somut örneklerin ve muvaffakiyet öykülerinin bulunduğu bir alan olduğuna işaret eden Bayraktar, şunları kaydetti:

“Mühendislik bilgisinin yanı sıra yenilikçi teknolojilerin ve idare bilimlerinin ele alınması, bölümümüz açısından kritik değer arz ediyor. Bu nedenle SAHA MBA Programı’nı bu alanda çok gerekli görüyoruz. SAHA MBA’nın ders içeriklerine bakıldığında, bilhassa savunma havacılık ve uzay odağında, çağdaş idare bilimlerini içeren, en yenilikçi başlıklarda, çok faal bir program ortaya konuldu. Savunma endüstrinde şu anda en değerli gereksinimlerden biri aktif idare gruplarının olması.

20 yıl evvel tahminen 17 savunma sanayi firması vardı, artık 700 civarında. Yerlilik oranları yüzde 20’den yüzde 60-70 oranlarından bahsediliyor. Proje bütçeleri 1-2 milyar dolardı, artık 60 milyar dolarlık SSB tarafından imzalanmış yürürlükte olan proje bütçeleri var. Tüm bu projelerin başarılı bir halde idame edilmesi, sürdürülebilmesi ve adım adım ilerlememiz lakin faal bir idare ile gerçekleşebilir.” 

Savunma endüstrinde daha çok teknik alanlara derinleşerek ilerlenildiğini belirten Bayraktar, işin idare tarafında; aktif karar verme, faaliyet tahlilleri, fizibilite tahlilleri, ekonomik tahliller yapabilme ve bunu faal bir formda paydaşlarla paylaşabilme maharetinin de çok kıymetli olduğunu vurguladı.

Bayraktar, “Gerek pandemi gerek bulunduğumuz coğrafyada etrafımızda yaşananlar, bizim savunma alanında çok güçlü olmamızı, başarısızlığa yer vermeyecek formda ilerlememizi gerektiriyor. Bu eğitimin de buna kıymetli bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Sizlerin de buradan elde ettiğiniz kıymetlerle savunma sanayine daha yeni açılımlar getirmenizi temenni ediyorum.” tabirlerini kullandı.

“SAHA MBA’yi dünyada marka yapmayı hedefliyoruz”

SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, SAHA MBA Programı’nın; Harvard, Oxford, Stanford, London Business School üzere dünyanın önde gelen okullarının ortalarında bulunduğu 15 üniversitenin MBA programları incelenerek hazırlandığını bildirdi.

Keleş, “Programı rastgele bir üniversite yerine TÜBİTAK ile yapmayı bilhassa tercih ettik. ‘Her mevzu başlığından en iyi eğitimi kim verir’ diye araştırdık ve alanında savlı bir eğitim paketi oluşturduk. Dünyada marka olacak bir MBA programı hazırladık. SAHA MBA’yi dünyada marka yapmayı hedefliyoruz.” sözlerini kullandı.

Açılış konuşmalarının akabinde Wharton Business School’dan Prof. Dr. Michael Useem, program kapsamında birinci dersi verdi.

Öğrencilerin interaktif iştirak sağladığı derste, liderliğin detayları ve önderlerin özellikleri konuşuldu. Useem’in dünyadan ünlü CEO örnekleriyle anlattığı birinci derste, iştirakçilere vizyon kazandıracak bilgiler paylaşıldı. 

Hürriyet