◊ Profesyonel davranmam gerekiyor biliyorum lakin The Beatles hayranı olduğumu gizleyemeyeceğim. Doğum gününüz kutlu olsun. 7 Temmuz’da 80 yaşına gireceksiniz…
– Teşekkürler. 70’li yaşlarım olağanüstüydü.
◊ Arkaya dönüp baktığınızda başarılarınızı, pişmanlıklarınızı, yaptıklarınızı, yapamadıklarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Yalnızca davul çalmayı seviyorum ve hâlâ çalıyorum. Şu anda bu yılın birinci turnesinde çalıyor olmalıydım. Doğum günüm için ara verip, eylül-ekim üzere yılın 2. turnesine başlayacaktım.Çok özledim. Aslına bakarsan şimdilerde kümemle (All Star) hiç çalmadığım kadar çok çalıyorum.Yılda bir sefer tipe çıkıyorduk, artık yılda iki çeşit yapıyorum. Arkaya dönersem… Sahip olduğum birçok nimet var. Ailem en büyük nimetim. Çocuklarım, sekiz torunum, bir de torunumun çocuğu var. Hepsi bana bahşedilen birer lütuf. Ve eşim Barbara… En büyük hayalim Houstan’da yaşamaktı. Lightnin’ Hopkins (müzisyen, blues müzikçisi, gitarist, müzik lafı yazarı) yüzünden.Eğer gidebilseydim Houston’a… Ya da Rory (The Beatles’tan evvelki müzik grubu) ile kalsaydım ne olurdu acep? Lakin buradayım. Yanlışsız seçimlerle yoluma devam etmişim.Düşündükçe aklımı kaçırıyorum. 13 yaşında hastanede yatıyordum. Hasta yatan tüberkülozlu çocukları meşgul tutmak için bir müzik muallimi hastaneye geldi. Bana minik bir davul armağan etti. O andan itibaren yalnızca davulcu olmak istedim. Bana bak… Hâlâ da çalışıyorum. Kusursuz bir işe sahibim. Emekli olmak zorunda değilim. Devam edebildiğim sürece çalışacağım. Ve 80’den daha sonra da çalışmayı planlıyorum.
DAHA DÜZGÜN BİR BABA OLABİLİRDİM
◊ “Hayattaki en büyük nimetlerim çocuklarım ve torunlarım” dediniz. Neler öğrendiniz onlardan?
– Daha iyi bir baba olabilirdim. O günkü bildiklerime nazaran yapabildiğim en iyi babalığı yaptım. Büyükbaba olmayı çok seviyorum, zira çocuğu istediğin kadar sevip, sonra ana babasına geri verebilirsin! (Gülüyor)
Hâlâ ruhumda taşıdığım, unutmadığım bir imaj var. En büyük oğlum Zack’i kucağıma birinci verdiklerinde kımıldayamadan kalmıştım. Mucizeydi. Zack’in çocuğu doğduğunda yanındaydım. Bebeği birinci kez oğlumun kucağına verdiklerinde güya kendime bakıyordum. Evet, çocuklarım en büyük nimetlerim. Tek çocuktum. Hayatta istediğim tek şey bir abim olmasıydı. İmkansız bir hayaldi.
Dünyanın en iyi müzik grubundaydım ve küme arkadaşlarımı çok seviyordum. Onlar benim için kardeş üzereydiler. Üç erkek kardeşim oldu. Hayat bana çok nazik davrandı.
“BARIŞ VE SEVGİ” KUTLAMALARI MUAZZAM BİR FORMDA BÜYÜDÜ
◊ Büyük doğum günü yaklaşıyor…
– Evet, çok büyük bir doğum günü. 80 yaşında olacağım.
◊ Bu yılki kutlama nasıl olacak?
– Son 12 yıldır olduğundan biraz farklı kutlayacağım. “Barış ve sevgi” temalı doğum günü kutlamalarım 2008 yılında Chicago’da başladı. Doğum günüm öncesi röportaj veriyordum, biri “Doğum gününüz yaklaşıyor, kişilerden ne istersiniz?” diye sordu. “Herkesin barış ve sevgiye yönelmesini istiyorum” dedim. Bir hafta sonra doğum günümdü. Hard Rock’ta “barış ve sevgi” temasıyla kutladık. 2008’den sonra kutlamalar muazzam bir biçimde büyüdü. 2019’da 30’dan fazla “barış ve sevgi” aktifliği vardı.
Los Angeles’ta olduğumda aktiflik için Capital Records, Hollywood’da büyük bir sahne kuruyor. Müzik kümeleri, arkadaşlarım gelip sahneye çıkıyor. Bu yıl da birebir formda kutlamayı planlamıştık lakin bildiğin üzere her şey değişmek zorunda kaldı. Artık arkadaşlarımın gönderdiği görüntüler ve All Star kümemle şovlarımdan manzaralar kullanarak sanal bir kutlama yapacağız.
Yeniden doğum günüm, tekrar “barış ve sevgi” kutlamaları lakin bu yıl sanal yapıyoruz.
◊ Hangi arkadaşlarınız davetli?
– Arkadaş yok, stüdyomda oturacağım.
◊ Sanal kutlamalara kimler imaj yolluyor demek istedim?
– Ah evet! Onlardan birini çok iyi tanıyorsun. Varsayım et…
◊ Öteki bir Beatles üyesi; Paul McCartney?
– Evet!
HOUSTAN’DA YAŞAMA HAYALİM GERÇEKLEŞSEYDİ NE OLURDU?
◊ The Beatles, tüm devranların en tesirli ve en başarılı müzik kümesi kabul ediliyor. Sizi etkileyen müzisyenlerden bahsettiniz, bu mevzuyu biraz daha açmak istiyorum. Başkaca bugünün müziğinde neler arıyorsunuz?
– Bir güruh yeni müzik kümesi var. Müzik dinlemeye birinci başladığımda beni etkileyen müzisyenler country müzik yapanlardı. Hank Williams, Kitty Wells, Willie Nelson… Ve blues müzik. Benim blues sevgimden Houston, Teksas’a göç etme hikayemi şimdiye kadar birçok kişi duymuştur…
◊ Paylaşır mısınız bizimle de?
– Tüm vakitlerin en sevdiğim müzisyeni Lightnin’ Hopkins’in yaşadığı mekanda yaşamak istedim. Elçiliğe gittik. Ben ve bir arkadaşım. Tüm formları doldurduk. Elimizde iş için başvurabileceğimiz fabrikaların listesi bile vardı. Zira o devranlar fabrikada çalışıyordum. Bizden istenen her şeyi elçiliğe götürdük. Daha fazla evrak istediler, daha fazla sahife verdiler. Aldık hepsini yırttık! Şayet gerçekleşseydi ne olurdu?
Sonra çalıştığım fabrikadaki kümelerde çalmaya başladım. Sonra da yeryüzündeki en iyi kümeye katıldım. The Beatles. Bugün bile gelecek nesilleri etkileyen bir küme.
İyilik için değişim devri
◊ George Floyd cinayetiyle başlayan vakaları nasıl yorumluyorsunuz?
– Floyd’un öldürülmesi gözlerimizi tekrar açtı. Tüm Amerika’yı saran protestolar İngiltere’ye ve Fransa’ya sıçradı.Beni heyecanlandıran, sokaktaki gençlerin yüzde 75’inin 18-25 yaş arası olması. Gelecek nesiller onlar. Uygunluk için değişim devranı. Gençler, yaşlıların ve hükümetlerin zihniyetlerini değiştirmek zorunda. Umarım değişir.
STÜDYOYA GİTTİĞİMDE YOKO YATAKTAYDI JOHN DA!
◊ John Lennon’ın eşi Yoko Ono epey öne çıkan bir figürdü. Onunla ilgili birinci izlenimlerinizi hatırlıyor musunuz?
– Hakikaten iyi hatırlıyorum. Stüdyoya gitmiştim, Yoko yataktaydı. (Gülüyor) John da! Eşlerimiz hiçbir vakit stüdyoda durmazdı. Eşim Maureen (ilk eşi) 8 yıl içinde yaptığımız tüm stüdyo çalışmalarında yekun 45 dakikadan fazla yanımda olmamıştır. Gelir, “Merhaba” deyip masraflardı. Zira stüdyoda çalışırdık.
O gün içeri girdik, yatağı gördük. Epey garipti. John da garipti. Açıklama yaptı gerçi. John’un açıklamasını kabul ettik.
Yoko ile sefalı anılarım var. Müzik söylüyor, biliyorsun. Ona bir gün “Neden albüm yapmıyorsun” diye sordum. “Albüm yap ve müziklerini söyle” dedim. Nitekim yaptı. Bir dahaki sefer gördüğümde “Yoko, türkü söylemeye geri dönmelisin” dedim. Her neyse. Yoko sefalı bir insan. Bence basın her şeyi tuhaf bir duruma soktu.
Şahsen Yoko’dan hiç rahatsız olmadım.
ŞÖHRETİN BİR BEDELİ VARDI DOĞAL
◊ The Beatles şöhretinin üzerinizde yük olduğunu hissettiğiniz oldu mu?
– Birinci başlarda evet. Yeterli müzik yapmak istedik, yaptık. Seyirciye çalmak istedik, çaldık. Ödenecek bir bedel vardı saf.Restoranlara giremedik. 67 yılıydı sanırım.Restoranda yemek yiyordum. Ağzımda çatal, bir bayan masama geldi, “İmzala şunu” dedi. “Hayır, artık yemek yiyorum” dedim. Bayan “Bütün kariyerini mahvettin” dedi. Ondan sonra bu durumları hiç zatî almadım.Neyse, şöhret yapmak istediğimiz işin bir kesimiydi lakin evet ağırdı…
BELGESEL BU YIL ÇIKMAYACAK
◊ Son sorum, Peter Jackson’ın The Beatles belgeseli hakkında. Ne aşamada?
– Bu yıl çıkacaktı fakat çıkmayacakmış. Velev duyduğuma nazaran James Bond sineması bile çıkmıyormuş. Dışarısı cehennem üzere olmalı. (Gülüyor) Her neyse 7 Temmuz… Barış ve sevgi ile…
“ROSEMARY’S BABY” SINEMASI OLAĞANÜSTÜYDÜ
◊ Film sinemaları de yaptınız, eşiniz oyuncu. Size üç favori sinemanızı ve neden
sevdiğinizi sorsam?
– Çok güç. Çok fazla sinema var. Çocukluğumdan beri filme giderim. Cumartesi akşamı filmi. Cumartesi filmleri Liverpool’da çocuk olmakla ilgili bir şey. Eksiksiz anılarımvar o günlerden.Üç sinema soruyorsun. “Rosemary’s Baby” (Rosemary’nin Bebeği) mükemmeldi mesela. Vesair sevdiğim sinemalara gelince… Tüm vakitlerin en sevdiğim üç albümünü söylemek üzere. Çok fazla sevdiğim sinema ve müzik var…
Hürriyet
