KAMERAYI UNUTUN
Erdal Özyağcılar (Tiyatro ve sinema oyuncusu): Öğretmenler kamerayı unutup sınıf sıcaklığıyla derslerini anlatabilirler. Tahminen ders ortasında yeni ya da öğrencilerin hoşlandığı bir şeyden husus açabilirler. Öğrencinin birine tatilde neler yaptığını sorabilir, bir diğerine nereden derse katıldığı üzere sorularla dikkati çekebilirler.

DERSLERİ KISA TUTUN
Prof. Tuna Tuğcu (Uzaktan eğitim uzmanı): Canlı sınıflarda ders müddetlerini kısa tutmalı. Yalnızca çocukları ya da gençleri değil bir yetişkini de ekran karşısına koysanız ve uzun uzun biri ders anlatsa, konsantrasyon sağlayamaz. Öğrencilere okuma araştırma ödevleri verilmeli, hazırlık yapması sağlanmalı. Sınıflar çok kalabalık olmamalı. Bu işlerde interaktif olmak kıymetli. 

GÜLER YÜZLÜ VE ENERJİK OLUN
Ayşenil Şamlıoğlu (Tiyatro ve sinema oyuncusu): Öğretmenler ekran karşısında çok enerjik olmalı. Çocukların her an dağılabileceği gerçeğinden yola çıkarak anlattıkları bahis içerisinde o mevzunun el verdiği ölçüde ortaya latifeler, ilgisini çekecek küçük şirin anılar eklemek lazım ki, çocuklar “Aa ne oluyormuş” diye baksınlar. Ders taklit, oyunlarla süslenebilir. Onlar da oyunculuk yapmalılar.

İLGİ CAZİP MEVZULAR İŞLEYİN
Tunç Arslanalp (CNN Türk spikeri, diksiyon eğitmeni): Öğrenciler için cazip, ilgi cazibeli, merak uyandıran dersler tasarlanabilir. Saatlerce ekran karşısında vakit geçiren bir öğrencinin ilgi alımlı olmayan bir ders içeriğine merak ve ilgiyle yaklaşmasını ve gelişim göstermesini beklemek çok da gerçekçi değil.

Hürriyet