YÖK Lideri Saraç, şöyle konuştu:
“Bu kapsamda son olarak yaptığımız yetki bölümü ile eğitim fakültelerimizdeki öğretmenlik programlarındaki derslerin, müfredatların ve kredilerin belirlenmesinde artık YÖK değil yükseköğretim kurumlarımızın ilgili konseyleri karar verecek. Eğitim fakülteleriyle ilgili bu kıymetli düzenlememiz üniversitelerimize çok geniş bir hareket serbestisi tanımakta olup bu ‘yetki devri’, eğitim fakülteleri ve öğretmenlik programlarıyla ilgili tarihi bir karar olarak değerlendirilebilecek niteliktedir. Gerçek olan YÖK’ün yükseköğretimle ilgili bahislerde genel çerçeveyi çizdikten sonra üst seviyede düzenleme yapması, daha sonra süreci izleme, kıymetlendirme ve denetlemeyle sürdürmesi. Yeni YÖK olarak, üniversitelerimizin ehliyet ve kabiliyetlerine, hocalarımızın alanlarıyla ilgili akademik ve mesleksel hassasiyetlerine, öğrencilerimizin de öğretmenlik aşklarına güveniyoruz.”
YÖK’ün internet sitesinde yer alan açıklamada da Yükseköğretim Programları Istişare Heyeti ve Yükseköğretim Kalite Şurası üzere konseylerin kurulması başta olmak üzere pek çok hususta düzenlemeler yapılarak, birçok başlıkta yükseköğretim kurumlarına ‘yetki devri’ gerçekleştirildiği belirtildi.
‘DÜZENLEMELER, DEĞİŞİM VE GELİŞİMİN EN AÇIK GÖSTERGESİDİR’
YÖK’ün, üniversite sisteminin kendi ‘kurumsal kapasitesini geliştirmesi ve güçlendirmesi’ için insan kaynağı, araştırma, eğitim ve öğretim mevzuları başta olmak üzere birçok mevzuya ait niteliği artırmak ve karar süreçlerini hızlandırmak için çalıştığı, ‘sistemi tedrici bir halde dönüştürdüğü’ sözlerinin kullanıldığı açıklamada, şu sözlere yer verildi:
“Son altı yılda YÖK’te alınan kararlar, mevzuata ait farklı normlarda yapılan düzenlemeler, bu değişimin ve gelişimin en açık göstergesidir. YÖK’ün teşebbüsüyle yeniden yakın vakitlerde yapılan düzenlemelerle birtakım bahislerde üniversitelere ‘yetki devri’ ve ‘yetki paylaşımı’ gerçekleştirilmiştir. Yeni YÖK olarak yükseköğretim sisteminin, daimi tekamül temelinde, bilgi ve deneyim tabanında, şeffaf süreçlere dayalı biçimde, rekabet ortamında gelişmesi için çalışıyoruz ve bu yolda değerli aralar de kat ettik.”
Yükseköğretim Şurası’nın uyumunda eğitim yahut eğitim bilimleri fakülteleri ve öğretmenlik lisans programlarıyla ilgili birinci kez yine yapılandırma çalışmalarının 1997-1998 yıllarında MEB Ulusal Eğitimi Geliştirme Projesi kapsamında gerçekleştirildiği hatırlatılan açıklamada, 2006 ve 2009’da da kısmi düzenlemeler yapıldığı aktarıldı. Daha sonra gelişen koşullar ve gereksinimler hasebiyle 2012’de eğitim sisteminde gerçekleştirilen yapısal değişikliklere bağlı olarak eğitim fakülteleriyle ilgili de yeni düzenlemeler gerçekleştirildiği, kısım ve anabilim kollarıyla lisans programları gözden geçirilerek gerekli düzenleme ve güncellemeler yapıldığı belirtilen açıklamada,
“Yeni programlar, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır. 2018’de güncellenen öğretmenlik lisans programlarındaki dersler, evvelki devirlerdeki üzere Alan Eğitimi Dersleri (AE) yüzde 45-50, Öğretmenlik Meslek Bilgisi Dersleri (MB) yüzde 30-35 ve Genel Kültür Dersleri (GK) yüzde 15-20 olmak üzere tekrar üç kümede toplanmıştır. Son devirlerde yükseköğretimde koyduğumuz gayeler istikametinde pek çok adım atılmış, düzenlemeler yapılmış ve olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Artık bundan bu türlü eğitim/eğitim bilimleri fakültelerinin öğretmenlik lisans programlarının geliştirilip güncellenmesi çalışmalarının, Türkiye Yeterlikler Çerçevesi ile Ulusal Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen öğretmenlik mesleği yeterlikleri dikkate alınarak ilgili yükseköğretim kurumları tarafından yapılmasının en yanlışsız tercih olduğu düşünülmektedir” denildi.
‘ÜNİVERSİTELERİMİZ, BU DİNAMİK SÜRECİ YÖNETEBİLECEK DÜZEYDE’
Eğitimde program geliştirmenin, dinamik ve süreklilik arz eden bir süreç olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şunlar söz edildi:
“Üniversitelerimiz, bu dinamik süreci yönetebilecek seviyede kapasiteye, öğretim elemanlarımız da program geliştirme ve güncelleme konusunda yetkinliğe sahiptir. Bu bağlamda mevzu, 10 Ağustos 2020 tarihli Yükseköğretim Genel Konseyi toplantısında müzakere edilmiş olup öğretmenlik programlarına ait 12 Nisan 2018 tarihli Yükseköğretim Genel Şurası kararı iptal edilerek; ders kategorileri ile ilgili ‘Alan eğitimi dersleri, öğretmenlik meslek bilgisi dersleri ve Genel Kültür Dersleri’ biçimindeki gruplandırmanın göz önünde tutulması, ayrıyeten ‘ders sayısı, ders saati/kredi sayısı ve yoğunluğu’ konusunda da yeniden bu gruplandırmadaki sıralamaya dikkat edilmesi, kaidesiyle öğretmenlik programlarındaki derslerin, müfredatların ve kredilerin belirlenmesinde, yükseköğretim kurumlarının ilgili konseylerinin yetkilendirilmesine karar verilmiştir.”
Açıklamada, eğitim fakülteleriyle ilgili bu düzenlemenin, üniversitelere çok geniş bir hareket serbestisi tanıdığı, bu “yetki devri”nin, eğitim fakülteleri ve öğretmenlik programlarıyla ilgili tarihi bir karar olarak değerlendirildiği tabir edildi. Yeni YÖK olarak, üniversitelerin ehliyet ve kabiliyetlerine, hocaların alanlarına ait akademik ve mesleksel hassasiyetlerine, öğrencilerin de öğretmenlik aşklarına güvenildiğinin altı çizilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
“YÖK’ün yükseköğretimle ilgili mevzularda genel çerçeveyi çizdikten sonra üst seviyede düzenleme yapması, daha sonra süreci, izleme, kıymetlendirme ve denetleme ile sürdürmesi hakikat olandır. YÖK’ün asli görevi olan yükseköğretimle ilgili siyaset üreten, güçlü bir uyum görevi üstlenen ve bir taraftan hakkaniyet, toplumsal adalet ve fırsat eşitliğine ehemmiyet vererek yükseköğretime erişimi artırmaya çalışırken başka taraftan da toplumda bilimin yükselen bir paha haline gelerek toplumu daha da ileriye götürmesinin koşullarını hazırlamaya çalışan bir kurum olması gerektiğine inanıyoruz. Bu kanılardan hareket ederek son yıllarda yaptığımız ve öncülük ettiğimiz düzenlemeler ve mevzuat değişiklikleri ile ‘daimi tekamül temelinde yükseköğretim sistemini tedrici olarak tekrar yapılandırdığımızı’ bu yeni karar vesilesi ile tekrar söz etmek isteriz. Bu süreç devam edecektir.”
Hürriyet
